Network Marketing Saadet Zinciri mi?

Şimdi aslında olay aslında çok basit...
Cidden bak iki dakika dinle sen de anlayacaksın:

NETWORK MARKETING DİYE ANLATTIKLARI:
Şimdi bir ürün var, aslında o ürüne ihtiyacın yok, kullanmadığını biliyorum çünkü; işte o ürünü piyasadan 96 TL'ye almak varken benden 700 TL'ye alacaksın, sonra sende senin gibi 700 tl verecek insanları sağa sola "dengeli" yerleştireceksin.... Sonra hoop milyoner olmuşsun :))

NETWORK MARKETING'in GERÇEKTE NE OLDUĞU:
Bir ürün var, o ürünün muadillerini kullanıyorsun, senin kullandığın 380 tl, benim sana tavsiye ettiğim ürünün kalitesindeki nereden baksan 590 TL... Bu ürünü ben sana 125 TL'den veririm, olmaz durumum yok vs diyorsan (daha fazlasını reklamlarla gözünü boyayana verdiğini bilmiyormuş gibi yapıyorum :) ) gel ücretsiz üye ol, bu 125 TL'lik ürünü şirketten 100 TL'ye al, ücretsiz kargo ile evine yollasınlar bir de içine hediye koysunlar...

Şimdi ilk opsiyonda sadece para kazanmak için bir ürüne ettiğinden fazla ödediğinden canım kardeşim, süreklilik olmaz, girişimci değil, kısa yoldan köşe dönmeci işidir, kısa sürede kazandırıyor gibi durur, sonra bir bakmışsın tuzla buz.
İkinci opsiyonda canım kardeşim, kişi seninle bir olur olmaz tasarruf etmeye kazanmaya başlar. Senin tek görevin bu tasarrufu isteyen kişinin bir kez başlamasını sağlamaktır. Sonrasında kendisi kullanır da tavsiye de eder... Süreklidir, dua alırsın....

ilk anlatılan ne dersen de, yasallaştırılmış saadet zinciridir.
İkinci anlatılan da bildiğin ticarettir.
İlk anlatılanla ilgili fetva bana düşmez, hayal satmak vicdanına sığıyorsa bence sıkıntı yok...
İkinci anlatılanla, sadece bu dünyana değil öteki tarafada dua alırsın, kalıcıdır, uzun solukludur yani :)
İlk anlatılan da bir kaç kişi zengin olur, diğerleri de onları daha da zengin etmek için çabalar durur, sonra kendilerinde sıkıntı var zannederler; halbuki iş yapmayı öğretmeyen "lider"lerini sorgulmak akıllarına gelmez.
İkinci anlatılanda, bir çok kişi çok iyi gelirler elde ederler; daha önemlisi sisteme giren herkes kar eder, kimsenin ahı olmaz parada, arttıkça artar inşaAllah...

Allah herkese hayırlı helal ve insanlara faydalı olacakları şekilde gelir elde etmeyi nasip eylesin...

2014 Milli Piyango tam çekilişleri burada

Bu yazıyı sonuna kadar okuduğunda bir daha piyango bileti alma gereği duymayacağını garanti ederim.
Evet sevgili ziyaretçi, yine binbir umut gittin ve milli piyango bileti aldın değil mi?
Bence kontrol etmene bile gerek yok, büyük ihtimalle amorti çıktığına çok sevineceksin. Aslında böyle olacağını sende biliyordun değil mi? Yine de bir umut gittin aldın, belki de son parandı ya da kredi kartına çektirdin o bileti, kazanmak için risk almak lazım çünkü :)

Sevgili ziyaretçi bunları nereden mi biliyorum, ben de senin gibiydim, emek vermeden yemek arayanlardan, bir gün bir kitapla, tanıştığım bir kişiyle ya da işte bir tesadüfle(!) hayatımın değişmesini bekleyenlerdendim. Bu beklediğim fırsattır diye, kaç kere heveslensemde hep hevesim kursağımda kaldı :)
Çok şükür sonra bir şey öğrendim, aslında hayatımda benim bakış açımın haricinde bir hata ya da eksiklik yoktu. Başıma gelen sıkıntılar hep benim yanlış tutum ve beklentilerimden kaynaklanıyordu. Çünkü bir şeyleri sürekli arzu etmeme rağmen bedel ödemekten hep kaçınıyordum. O yüzden piyongoda alırdım sayısal da oynardım. Sonrasında nerede hata yaptığımı sorgulamaya başladım, çünkü tüm düşün başar felfesesine göre doğru oynuyordum, her gün gözlerimi kapatıp lüks araçlar lüks yaşam hayal ediyordum, coşku duyuyordum :)

Sonra anladım ki olay bu değilmiş, tabi anlayana kadar bunu anlatan ya da çalışmadan kazanmak isteyenlere umut satan bir çok kişiyi zengin etmiştim.

Piyango aldığına göre hayallerin var demektir. Arzu ettiğin bir şeyler var demektir. Eğer hala emeksiz yemek peşindeysen lütfen devam etme, ne zaman ki gerçekten hayal ettiklerine ulaşmak istersin o zaman geri dönebilirsin.

Hayallerini gerçekten istiyorsan ve hayatını gerçekten değiştirmek istiyorsan tam senlik bir kitapçığım var lütfen ona göz at, yaklaşık yirmi dakikanı vermen yeterli olacak.

Bu kitapçıkla hayatın bir anda değişmeyecek, ya da zengin olmayacaksın, sadece hayatının değişmeye başladığı ilk adım olacak.
Önce tasarruf etmeyi öğreneceksin.
Sonra hayat kaliten artacak.
Sonra arzu edersen bu memnuniyetini istediğin kişilerle paylaşacaksın.
Sonra faydalı olduğun insan kadar para peşinden koşmaya başlayacak.
Sen sadece önce kendine sonra sevdiklerine, ülkene, tüm insanlığa faydalı olma peşinde koşacaksın.

O sırada artık piyango alan birilerini gördüğünde bu yazı aklına gelecek, onlarında senin öğrendiklerini öğrenmelerini dileyeceksin.





Aralık 2013 Promosyonu

100 TL' LİK SİPARİŞİNİZE AŞAĞIDAKİ 5 ÜRÜNDEN 1'İNİ; 150 TL'LİK SİPARİŞİNİZE AŞAĞIDAKİ 5 ÜRÜNDEN 3'ÜNÜ SEÇEBİLİRSİNİZ.
* İYİ GÜNLERDE KULLANIN. *
APARATLI DAMLA 1000 ML.DUŞ JELİ 1000 ml.VÜCUT LOSYONU 200 mlBANYO-WC TEMİZLEYİCİ 1000 ml.APARATLI BULAŞIK SIVISI
TÜY AZALTICI LOSYONBANYO WCDUŞ JELİ LEYLAKÖZEL YAĞ ÇÖZHALI ŞAMPUANI
37,00 TL17,00 TL18,00 TL18,00 TL17,00 TL


NOT: Promosyonumuz ay sonuna kadar geçerlidir.

Yolculuğun tadını çıkarmak


Merhabalar, bir haftadır Polonya'da bulunuyorum. Burada değişik gözlemlerim oluyor. Zaman zaman işimizle bağlantılı olduğunu düşündüklerimi de sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Normal zamanlarda beklemekten, özellikle toplu taşıma araçlarını beklemekten, acayip derecede nefret eden insanlardanım. Özellikle bir yere yetişmem gerekiyorsa toplu taşıma aracı kullanma fikri dahi genelde beni huzursuz etmeye yeterdi Ankaradayken. Bunun değişik sebepleri vardı. Mesela dolmuşun ne zaman geleceğinin belli olmaması ya da geldiğinde bırakın oturacak yer bulmayı, eğer ki dolu değilse mutlu olacak olmam beni hep rahatsız ederdi. Bunu da hep kendi sabırsızlığıma verir ve baş etmeye kendimi sakinleştirmeye çalışırdım. 
Bugün şehir merkezine gelmek için yurttan çıkarken, gerilmediğimi farkedince sebeplerini sorgulamaya başladım. Öyle ya illa ki toplu taşıma aracı kullanacaktım ve dilini bilmediğim bir ülke de son derece rahat bir şekilde durağa doğru gidebiliyor olmak beni son derece şaşırttı. Normal adımlarla durağa kadar ilerledim, sonra gideceğim durağa giden tramvaylara baktım 4 ve 10 numara Old Town (Rynek) denen bölgede ki durağa gidiyorlardı. Sonra telefonumdan durakta ki QR kodu okutup bu tramvayların ne zaman geleceğine baktım, 5 dakika sonra 4 numaralı tramvay gelecekti ve sakince beklemeye başladım. Etrafımda ki herkes de aynı rahatlıkla bekliyordu. 
O anda bir çoğumuzu geren şeyin beklemek ya da istediğimizi istediğimiz anda elde edememek olmadığını farkettim. Sonuçta insan gelecek olanın ne zaman geleceğini bildiğinde ve gideceği yere kaç dakika sonra varabileceğini bildiğinde son derece rahat bir şekilde bekleyebiliyordu. Bu düzen, buradaki insanları ülkemizdekilere nazaran aşırı derece de sakin ve emin olmalarına da yardım etmiş olmalı. Çünkü burada insanlar trafikte ki bir aksilik karşısında korna çalarak ya da bağırarak değilde sakin sakin bekleyerek tepki veriyorlar. Birbirlerine karşı da son derece kibarlar. Mesela geçen cuma yaya geçidine yaklaştığımı gören bir araç sürücüsü durarak bana yol verdi, yaklaşık 11 aracın benim karşıdan karşıya geçmemi beklemesi, yıllarca ülkemizde yaya geçiş üstünlüğüne en çok uyulan ODTÜ'de yaşamış benim için bile ilginç bir deneyimdi :)

Aynı trafikte olduğu gibi tavsiye sisteminde (network marketing) bulunan bir çok kişide de aynı sabırsızlığı gözlemlemişimdir. Hep ne zaman ne kadar kazanacaklarını sorgulayan, kazandıklarını zaman zaman yeterli bulmayan bu kişileri eminim siz de görmüşsünüzdür. Şimdi anlıyorum ki bunun temel sebebi gidilen yoldan emin olunmaması ile alakalı. Yani 2 sene belirli bir plana ve şirkete sadık olan herhangi bir kişi çok iyi seviyelere gelebilecekken, bir çok kişi sabırsız davranıp ya sektörden vazgeçiyorlar ya da şirket değiştirme yoluna gidiyorlar. 
Bu arada olay bir şirkete katılıp ürünlerini kullanıp 2-3 sene beklemekten ibaret değil tabi ki :)
Önce kendinize uygun bir şirket bulun, belki de bu işte en önemli adım bu. Doğru şirket size piyasa koşullarından daha kaliteli ve daha ekonomik bir şekilde ürün sunan, gelirlerini sizinle adil bir şekilde paylaşan şirkettir.
Sonra ürünleri kullanın, birebir siz kullanın ve etkilerine bakın. Bakalım ürün vaadettiği şeyi yapıyor mu? Yani memnun musunuz? Buna karar verin.
Eğer şirket bu sınavdan da geçerse siz de bu işi ek-iş için düşünüyorsanız artık başlama zamanı gelmiş demektir. Doğru bir şirket seçtiyseniz, kullanıcı olarak da kalmanıza izin verir, size ürün almanız için kotalar falan koymaz.
Öncelikle, kendinize bir plan oluşturun. Plan dediysem böyle aşırı karışık bir şey olmasına gerek yok. Mesela her gün 3 kişiye bu hizmetten ve üründen bahsetmek bir başlangıç olabilir. Her gün 3 kişiye fırsat sunun, fırsat sunduğunuz kişilerin takibini yapın. takip etmek ısrar etmek değil, bunu da aklınız da bulundurun her zaman. Sizin hatırınızla ya da ısrarınızla ekibinize katılan bir kişiyle ileri ki aşamalarda sıkıntılar yaşamanız olasıdır.
Planınıza sadık kalın. Her ne olursa olsun, o planı gerçekleştirin.
Olay sadece bu kadar basit. Bunu yaparsanız zaman içerisinde sonuç almaya başlayacaksınız. Amacınız ek gelirden daha fazlasıysa, günde 3 kişiye fırsat sunmak yeterli olmayacaktır. Daha fazlasını hedefleyin.
Yaptığınız işe güvenirseniz sonuç kendiliğinden gelecektir. İşe yarayacağını bildiğinizden, daha sakin ve daha mutlu bir şekilde çalışacaksınız.
Özetle, yolculuktan keyif almak istiyorsanız, varacağınız yere gideceğinizden emin olmalısınız.
Kucak dolusu sevgilerle...

Ekim 2013 5'te 5 Promosyonu

Türkiye genelinde 3 Ekim 2013 Perşembe 00.01'de başlayıp 4 Ekim 2013 Cuma 23.59'a kadar geçerli olmak üzere vereceğiniz tek 150 TL'lik siparişlerinizde 5 promosyonun 5'i de Ersağ Temizlik ve Kozmetik Ürünlerinden HEDİYE...



ERSAĞ Temizlik ve Kozmetik Ürünleri Ekim 2013 Promosyonu


100 TL'lik siparişinize 5 üründen 1'ini; 150 TL'lik siparişinize 5 üründen 3'ünü seçebilirsiniz.


Özel Yağ Çöz                             18,00 TL

Duş Jeli Leylak                          18,00 TL

Sıvı Sabun                                 17,00 TL

Genel Temizlik                          15,00 TL

NOT: Promosyon 15 Ekim saat 18.00'a kadar geçerlidir.

Gizli Telkinle Kuran Terapisi-Bilinçaltını Yeniden İnşa Etmek

Sayfamızı takip eden ve bizi tanıyanlarında bildiği üzere geçtiğimiz cumartesi Ersağ Karatay Büronun 1. yaş gününü kutlamak amacıyla Emre Hanım'ı ziyarete gitmiştik. Seminer ve kutlama sonrası sohbet ederken, Emre Hanım'ın elinde gördüğümüz kitap üzerine sohbet etmeye başladık. Kitap Kubilay Aktaş'ın Gizli Telkinle Kuran Terapisi isimli kitabıydı. Malumunuz sektörümüzde ki başarılı insanların ortak özellikleri, kendilerine yani bilgiye yatırım yapmalarıdır. Emre Hanım'da hepimize örnek olacak bir şekilde sürekli elinde kitap gördüğüm, sadece okumakla kalmayıp, okuduklarını hayatına yansıyan gerçek bir liderdir. Dolayısıyla kendisinin önerilerini her zaman için çok önemsemişimdir. Kitabı tavsiye ettikleri için de bugün almaya karar verdim.

Öncelikle gizli (subliminal) telkin konusuna biraz deyinmem lazım. Bu konu benim için aslında pek de yeni konu değil. İlk olarak 25. kare muhabbetini Dövüş Klubü isimli filmde görmüştüm. Meraklı olduğum için, bu konu üzerine araştırmalarım devam etmişti. Bu tekniğin kişisel gelişim için de kullandığını grünce düşünmeden denemeye karar vermiştim. Önceleri ücretsiz yayınlanan bir çok mp3'ü denemiş, sonrasında bir "uzman"a kişisel mp3ler düzenletmiştim. Gel zaman git zaman bilinçaltı çalışmalarımın yöntemi çok değişti. Bir gün özel bir teknikle bilinçaltımın derinliklerine indiğimde, beynimde yıllar önce dinlediğim telkinlerin yankılandığını farkettim. Gariptir ki söylenen sözleri, hatta kişilerin seslerini direkt olarak duyabilir haldeydim. Telkinleri dolduran kişilerin, bir takım olumlama cümleleri ve ses tonları "ben"i ciddi anlamda rahatsız ediyordu. Hatta özel telkinleri hazırlayan kişiyle görüşüp durumu aktardığımda bir tür kendi kendini sobate etme durumuyla karşı karşıya olduğumu söylese de açıkçası pek de itibar etmedim. Zira kendi çalışma yöntemimle daha rahat bir şekilde istediğim blokajlar üzerinde çalışıyor olmak daha güvenilir geliyordu. Ayrıca oldum olası olumlama cümleleri bana itici gelmiştir. Bu yüzden bir müddet kendi kendime Kuran Surelerinden oluşan bir grup telkin hazırlayıp dinlemişliğim de vardır.
Neyse gelelim esas konumuza Emre Hanım'ın tavsiye ettiği kitaba. Artık bir tür bombardıman altında olduğumuzu düşündüğümden kişisel gelişim kitaplarına hep bir şüpheyle yaklaşır hale geldim. Özellikle içimizde ki bitmek tükenmek bilmeyen arzuyu körükleyenlere... Yine de Emre Hanım'ın böyle bir kitap türünü tavsiye etmeyeceğini bildiğimden, kitabı aldım ve okumaya başladım. Kitap resmen elime yapıştı, bitirip telkinleri dinler dinlemez de bu yazıyı yazmaya başladım.
Öncelikle Emre Hanım'a ne kadar teşekkür etsem azdır. Allah kendisine, eşine, çocuklarına sevdiklerine ve kendisini sevenlere iki cihan da sıkıntı yüzü göstermesin.
Telkinlerin hem etkili bir teknikle kaydedildiği hem de içerisinde ilahi bir rahmet bulunduğunu dinledikçe hissedebiliyorsunuz. Benim bu kadar hızlı farketmem de geçmiş tecrübelerimin de etkisinin olduğuna eminim. Sonrasında telkinleri dinleyenlerin yazarın sitesinde ki olumlu yorumları ve  anlattıkları, telkinlere olan güvenimi artırdı. 
Özetle, siz de bilinçaltınızda ki blokajları temizleyecek bir kaynak arıyorsanız, kime neye güveneceğinizi bilmiyorsanız; bu kitap tam sizliktir diyorum. Yine de geçmiş tecrübelerimden ötürü iyice araştırmadan ve fikir sahibi olmadan, körü körüne içinde söylenenleri bilmediğiniz bir eseri dinlememenizi tavsiye ederim. Gerçi kitabı okuduktan sonra bu tavsiyemi yerine getirmek için tv seyretmeyi, bir çok şarkıyı dinlemeyi, hatta alışveriş merkezlerinden uzak durmak durmak gerektiğini göreceksiniz, yine de benden size dost tavsiyesi.
Kucak dolusu sevgilerle....

Ne?

Merhabalar...
Konu ile alakalı önce ki yazıları bu adreslerden okuyabilirsiniz.
http://ersagburada.blogspot.com/2013/09/neden.html
http://ersagburada.blogspot.com/2013/09/nasil.html
Peki biz ne yapıyoruz?
Aslında çok basit: KAZANDIR KAZAN sisteminde çalışıyoruz.
Başarımızın artması dileğiyle...

Hüseyin Özer'in Başarı Hikayesi


Kömürlükte yatıyordu. Şimdi ferrari'ye biniyor. Hüseyin Özer'in inanılmaz hayat öyküsü.

Daha 11 yaşında bir çocukken köyünü terketti Hüseyin Özer. Ankara, İstanbul derken Londra'da buldu kendini. Parçalanmış bir ailenin 'ezik' çocuğu iken şimdi merkezi Londra'da olan 'Sofra', 'Özer' ve 'Granita' adlı 15 restoranın sahibi.
1953 yılında Tokat'ın Reşadiye ilçesine bağlı ismini vermek istemediği bir köyde doğan Hüseyin Özer daha okul çağında değilken annesi ve babası ayrıldı. Babası Ankara'ya gitti ve başkasıyla evlendi. Annesi de başka bir erkekle evlenmişti. Üvey babasının Özer'i okutmaya niyeti yoktu. Birçok şeyi okula giden arkadaşlarına sorarak öğrendi: "Hesabı hep kafadan yapardım ama kâğıda yazamıyordum. Herkes beni çocuk sanırdı ama aslında ben büyüktüm." 

Nasıl?

Merhabalar işimizin nasıl kısmından bahsetmek istiyorum. Geçen gün ki neden yazımı okuduğunuzu ve nedeninizi bulduğunuzu umuyorum.
İşinizin nasıl kısmı biraz daha işinizle ilgili özelleşmiş kısım. Videoda ki örneği hatırlarsanız; Simon Sinek, Apple örneğini veriyordu. Apple'ın nasıl kısmı; farklı ürün gruplarının hepsinde olan ortak özelliğiydi.
Dün nedenimimi size yazının sorunda yazmıştım. Sevdiğim memnun kaldığım ürünleri mümkün olan en fazla sayıda kişiye ulaştırmak için çalışmalar yapıyorum. Aynı zaman da grubuma katılan kişilerin de işlerinin gelişme süreçlerini desteklemek, mesafeleri azaltmak amacıyla interneti kullanıyorum. Böylece,  benim paylaşımlarımı, grup üyelerim, kapalı facebook grubumda müsait olduklarında görebiliyorlar. Herkese göre bir esneklik de sağlamış oluyoruz.
Siz de nedeniniz doğrultusunda nasılınızı tanımlayabilirsiniz. Nasılınız sizin işe yaklaşımınızla paralel olmalı.
Özetle; biz bu işi önce yakınlamıza, sonra tüm ülkemize ve en nihayetinde tüm insanlığa fayda götürmek için yapıyoruz. Bu amaçla da interneti daha fazla kullanıyoruz. Sizler de kendi nedenlerinizle nasıllarınızı paralel hale getirirseniz, yani kendi Altın Çemberinizi oluşturursanız çalışmalarınızın verimliliği daha çok artacaktır diye düşünüyorum.
Sevgilerle...

Çevre Bilinçli Ersağ


"ERSAĞ LİMİTED ŞİRKETİ olarak 2006 yılında başladığımız temizlik ve kozmetik ürünlerin üretimine ilk günde duyduğumuz heyecanla, tecrübe ve deneyimlerimizi geliştirerek her geçen gün başarılarımızı arttırarak yolumuza devam etmekteyiz.

       Ersağ limited şirketi, ERSAĞ markalı üretmiş olduğumuz temizlik ürünlerinde fosfat kullanmayarak çevreye duyduğu özeni belgelerle ispatlayarak bilinçli bir üretici olduğunu göstermiştir. 
      Biz şunu çok iyi biliyorduk biz doğayı yalnızca insanlar kullanmıyoruz. Doğayı biz hayvanlar ve bitkilerle ortaklaşa kullanmaktayız. Doğayı kirletmeye başladığımızda bugün olmasa da ilerleyen süreçte bunun zararını diğer canlılarla beraber mutlaka bir gün yaşayacağımızı biliyorduk. 
      20-30 yıl gibi geriye dönüp baktığımızda o yıllardaki doğanın bize sunduğu güzellikler; akarsularımız, göllerimiz, denizlerimiz, toprağımız bize o dönemdeki sunduğu güzellikleri maalesef şuanda sunmamaktadır. Peki doğa bize neden küstü? Çevrenize siz ne verirseniz çevreniz size onu geri verecektir. Biz çevremizi hoyratça ve bilinçsizce kullanmaya devam ettiğimizde yaşanabilir bir çevre bulmakta ilerleyen nesiller zorlanacaktır.     
      Deterjan üretiminde kullanılan fosfatlar Avrupa ülkelerinde yasaklanmaya, kısıtlanmaya çevreye verdiği olumsuz etkilerden dolayı devam etmektedir (AB.immib.org.tr) adresinde Avrupa parlamentosu  tüketici kullanımına yönelik deterjanlardaki fosfat kullanımını yasaklıyor. Anılan tüzükte fosfat ve fosfor bileşiklerinin evsel çamaşır deterjanlarında kullanımının sınırlandırılmasına yönelik değişiklikleri içeren (com.2010597 sayılı taslak tüzük)04/11/2011 tarihinde Avrupa komisyonu tarafından yayınlanmıştır. Tüketici kullanımına yönelik deterjanlar içinde kullanılan fosfat ve diğer fosfor bileşiklerinin çevre üzerinde olumsuz etkilerine (sucul ekosistemde fosfat kirliliği ”ötrofikasyon”)karşı yüksek seviyede korunması amaçlanmıştır.      
       30/06/2013 tarihinden itibaren çamaşır deterjanlarında fosfat kullanımının yasaklanması ve fosforlu diğer bileşiklerin içeriğinin sınırlandırılması (toplam fosfor içeriği 0,5gr/std) yıkama dozuyla sınırlı. 
        Deterjan içeriğindeki fosfatın çevremiz için olumsuzluklarını şirketimiz çok iyi bilmekte asla ve katiyen bu kimyasalı kullanmayarak çevreye duyduğu özeni , çevreyi koruma amaçlı çalışmalarını gözler önüne sunmaktan hep gurur duymuştur ve gurur duyacaktır."

Yeni adaylar nerede?

Merhabalar, bugün aslında işimizi arayan ve biz bahsetmediğimiz için bulamayan bir sürü kişiden bahsetmek istiyorum. 
Öncesinde birazcık teknik bilgi vererek başlayalım. Google AdWords'ün çok güzel bir hizmeti var. Eminim bir çoğunuzun haberi vardır. Haberdar olmayanlar için biraz açıklayayım. İnternette aranan kelime gruplarını bu hizmetle öğrenebiliyorsunuz. hizmeti ziyaret etmek için tarayıcınızın adres satırına www.google.com.tr/adwords yazabilirsiniz ya da direkt olarak tıklayabilirsiniz. Bu kelime aracını nasıl kullanacağınızı sevgili Serdar'ın faydalı yazısını okuyarak öğrenebilirsiniz. Yazı için buraya tıklayınız.
Ben bizi daha çok ilgilendiren bir şeyden bahsetmek istiyorum. Genel de insanlar yeni adaylara nasıl ulaşacaklarından etraflarında ki kişilerin ek iş fırsatlarına açık olmadıklarından dert yanıyorlar. Ben de merak ettiğim için az biraz google araması yaptım. Acaba hakikaten denildiği gibi mi diye. Ortaya çok ilginç bir sonuç çıktı. Bazı kelime gruplarında çok fazla arama ve çok fazla site varken, yani rekabet fazla iken bazılarında ise rekabet çok düşük. Özellikle rekabetin az olduğu ve arama sayılarının çok olduğu bazı kelime gruplarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Neden?

İmaj hiç bir şeydir, susuzluk herşeydir.
Just do it!
Impossible is nothing!
Think different!

Bütün bunlar kafanızda bir şeyler çağrıştırdı değil mi?
Giyim, içecek ve teknoloji devlerinin insanlara sloganları. Peki sizce neden böyle yapıyorlar?
Yani çıkıp bizler gibi neden ürünlerini işte ne kadar kazandırdıklarını anlatmıyorlar da neden bir sloganla sesleniyorlar bize?
Yeni başlayanlar için işimizi biraz daha kolaylaştıralım. Neye göre alışveriş yapıyorsunuz? Yani etrafınıza bakın ve para verdiğiniz eşyalarınızı neye göre seçtiğinizi söyleyin. Eğer bu işlerde yeniyseniz, mantıkla seçim yaptığınız ve hatta özgürce karar verdiğiniz gibi yanılgıya sahipsinizdir.
Eğer iletişim ve pazarlama alanlarında başarılı olmak istiyorsak, önce kendimizi tanımaya başlamalıyız. Kendi kararlarımızı neden aldığımızı, NEDEN'imizi duyurmalıyız.
Bu nedenler duygusal nedenlerdir. Duygularımızla seçim yapar mantıkla altını doldururuz. Tüm seçimlerimizi böyle yaptık ve yapmaya devam edeceğiz.
Benim Ersağ'a karar vermemde ki duygusal faktör Türk şirketi olmasıydı. Bu şirkette istediğim noktalara ulaştığımda ülke ekonomime de olumlu etkide bulunacağım gerçeği Ersağ'ı seçmemde ki en büyük etken oldu. Sonrasında kaliteli ürünleri, insanların birbirlerine yaklaşımları, dürüstlük ve samimiyet temelli bir oluşum oluşu mantıksal olarak Ersağ'ı onaylamama neden oldu.
Sizler de kendi nedenlerinizi bulun.
Bakın yukarıda ki şirketler öncelikle nedenleri ile sesleniyorlar dünyaya. Çünkü iletişimde "Altın Daire" prensibine göre böyle yaptığımız takdir de kitlelere ulaşabiliyoruz. Altın daire hakkında daha detaylı bilgi alabilmek için bu teorinin sahibi olan Simon Sinek'in ilham veren konuşmasını izleyebilirsiniz. 

Sonrasında diğer aşamalarınızı belirleyin. İşinizde kitlelere ulaşmak istiyorsanız, bu prensibi dikkatli dinleyin. Sonra kendi nedenlerinizi yazın. İnsanlara ilham verebilecek nedenlerinizi ortaya koyun. Emin olun sizlerinde bu ilhamları var, olmasaydı, bu işte olmazdınız, bu blogu okumuyor olurdunuz. Hatta nedenlerinizi lütfen bizlere de ulaştırın. 
Önce ben başlayayım:
Yeni çağda ülkelerin ordularının şirketler olduğuna inandığım için, ERSAĞ'a gönül verdim. Çalışırken iş yaparken ülkemin bir ordusuna değer kattığımı düşünerek motive oluyorum. Özetle ben bu işi sadece ticaret amaçlı ya da gelir amaçlı değil, vatanıma değer katmak için yapıyorum.

Başkası olma kendin ol

Tavsiye sisteminde işe yeni başlayan herkesin merak ettiği bir şey vardır. Nasıl oluyor da yapıyorlar, ben yapabilir miyim ya da ben direkt yapamam diye karar verirler.
Bu sistemin tek bir formulü yok aslında, çünkü başarıyı getiren şey yanlış da olsa istikrarlı eylemlerin sonucudur. Kimilerimiz direkt olarak ürünlerimizi, kimilerimiz sistemlerimizi, kimilerimiz değişik alanlarda ki bilgi birikimi ve deneyimlerini işe aktararak başarılı olduk.
Bu sistemin tek bir yöntemi yok.
Mesele sizin başarılı olmayı isteminiz. Ama öyle yattığınız yerden istemek değil bu, hal ve hareketlerinizle istemek. Her gün bu arzu ettiğiniz hedefe ulaşmak için karınca kararınca da olsa yol almak. Tek yapılması gereken bu.
Siz neyi seviyorsunuz?
Yeni insanlarla tanışmayı mı?
Dostlarınızla vakit geçirmeyi mi?
İnternette vakit geçirmeyi mi?
Siz hangisini yaparken daha çok eğleniyorsunuz?

Buna karar verin.
Yeni insanlarla tanışmaksa hoşunuza giden, her gün en az şu kadar kişi ile tanışacağım diyin kendinize. İnsanlarla çıkarcı bir şekilde tanışmayın, direkt onları tanıyın, hikayelerini dinleyin, vakti zamanı geldiğinde onlara da işinizden bahsedersiniz.
Dostlarınızla vakit geçirmekse sevdiğiniz şey, onları çağırın ve anlatın durum bu, ben bu işe başlıyorum siz de gelin diyin birlikte planlar yapın, birlikte oynayın bu oyunu, kah gülerek, kah yorularak ve hep mutlu hep umutlu.
Benim gibi sizlerde teknolojiyi ve internette zaman geçirmeyi seviyorsanız, günlük bir plan çıkarın, mesela deyin her gün şu kadar değer üreteceğim, şunu paylaşacağım vs... Bunu başkalarının ürettiği değerleri kendinize mal ederek değil, bizzat kendiniz araştırarak yapın. Bir değer üretin, bir blog ya da web sitesi, ya da facebook sayfası, twitter hesabı üzerinden, paylaştıklarınız size ait olsun.
Kendinize bir hedef koyun bu alanlara ne kadar zaman ayıracağınızı ne kadar vakit geçireceğinizi hesaplayın ve anlatmaya başlayın bildiklerinizi duyduklarınızı gördüklerinizi. Sizin pencerenizden anlatın, iş samimiyetle alakalı.
Şirketimize çok kısa süre önce katılan bir hanımefendi, daha üye olduğu gün kendisine yeni bir facebook hesabı açarak çalışmaya başladı. Durum güncellemeleri o kadar samimi, o kadar kendi gibiydi ki, kendisini hiç tanımadan içeriklerini takip eder oldum. Dün kendisi öncü kariyerine yaklaştığını yazdığını görünce çok sevindim. Allah başarılarını artırsın.
Özetle, (Uğur Bey'in hep dediği gibi :) ) ne demiş büyük üstat Tarkan
"BAŞKASI OLMA KENDİN OL,
BÖYLE ÇOK DAHA GÜZELSİN."

Eylül 2013 - 2. promosyon


Her ay olduğu gibi Ersağ Temizlik ve Kozmetik ürünleri bu ay da 100 TL değerinde alışveriş yapan üyelerine 1 adet, 150 TL değerinde alışveriş yapan üyelerine 3 adet ürün hediye vermeye devam etmektedir.
Hediyelerinizi alttaki ürünlerden seçebilirsiniz.

Network marketing nedir, ne değildir?


1) Network marketing nedir?
Network marketing ağ pazarlama (pazarlama ağı) olarak tercüme edilebilecek yeni yüz yılın yeni bir ticaret sisteminin adıdır. Çok katlı pazarlama (multi level marketing, mlm), doğrudan satış (direct selling) olarak da adlandırılır. Şirketten bağımsızdır, yerli ve yabancı yüzlerce şirket bu sistemi kullanmaktadır. Hali hazırda klasik ticaretle markalaşan şirketler, “memnun müşteri”nin tavsiye gücünü farkettikleri için, kullanıcılarına “tavsiye etmeye” teşvik edecek promosyonlar sunmaktadırlar. Yani bu sistem bir şirketin ya da kısa yoldan köşe olmayı planlayan bir grup köylü kurnazının katıldığı bir sistem değildir. Bu sistem bir tür üretici-tüketici anlaşmasıdır. Tüm büyük şirketler tüketici bazlı olmaya odaklandıkları için de 21. yüz yılın yeni ticaret sistemidir.
2) Neden yeni ticaret sistemidir? eskisine ne oldu?
Klasik ticaret sistemin de üretici ile tüketici arasında dağıtım kanalları ve onların kar payları son kullanıcı grubunun ürüne maliyetinin çok üstünde ulaşmasına sebebiyet verir. Bu yüzden fabrika satış mağazaları ile alışveriş merkezinlerindeki/marketlerdeki fiyatlar arasında uçurumlar vardır.
Bütün bunların ötesinde klasik ticarette pazar payı edinmek için etkili ve sürekli reklam kampanyaları yapılması gerekir. Reklam ürünün maliyetini en çok artıran kalemlerdendir. Üstüne üstlük artan teknoloji kullanımı ve bilginin daha kolay ulaşılır hale gelmesi, son tüketici grubunu oluşturan insanların çokça bilinçlenmesine sebebiyet verdiği için, klasik reklamlar etkisini azaltmıştır (reklam çıkınca zaplamıyor musunuz?, ya da reklamlara tıklayan kaldı mı?). Etkili reklamların ise hem maliyetinin fazla oluşu hem de risk faktörünün çok artması üreticileri başka yöntemlere teşvik etmektedir. Bu yöntemler içersinde en çok başarıya ulaştıran Network marketing (Ağ Pazarlama) sistemi olmuştur.
3) Network Marketing sistemini diğer yöntemlerden ayıran nedir?
“Zengin olmanın en kısa yolu, diğer insanları da zengin olmasına vesile olmaktır.” Bu sözü biraz tevil etmek gerekiyor. Tüm sektörleri incelediğinizde insanların işlerini kolaylaştıran ve insanlara artı değer katan ürünleri sunanların pazar payını sürekli artırdığını görürüz. İnsanları “güdülecek koyun” gören şirketler, birer birer piyasadan siliniyorken, müşterilerine saygılı davrananlar sürekli büyüyorlar, krizler yanlarına bile uğramıyor.
Network marketing sistemini kullanan şirketler de kullancılarına:
  • Kaliteli ürünlere ekonomik ulaşma imkanı tanır.
Yani Network Marketing sistemi ile çalışan bir şirkete katıldığınızda, hali hazırda kullandığınız ürünlerin daha kalitelilerine (memnun olmanızı hedeflediklerinden kaliteyi artırırlar) daha uygun fiyatlarla ulaşırsınız. Yani tasarruf etmenize yardımcı olurlar.
  • Para kazanmanızı sağlayacak kazanç planı sunarlar.
Network marketing sistemleri pazarda yayılmak için ürünlerinden memnun kalan kullanıcıların, tavsiye ettikleri kullanıcı gruplarının aylık cirolarından kâr payı verecek şekilde kazanç planları oluştururlar. Yani hep yaptığınız gibi ürünleri tavsiye edersiniz, bu sistemde farklı olarak, şirket size teşekkür pirimleri öder. Yani para kazanmanıza vesile olur.
Ne demiştik?
“Zengin olmanın en kısa yolu, diğer insanlarında zengin olmalarına vesile olmaktır.”
4) İş İmkanı Sunarlar:
Network marketing sistemi özü itibari ile bir üretici tüketici anlaşmasıdır.
  • Şirket kaliteli ürünler üretir, bunları muadillerinden daha ekonomik bir fiyatla kullanıcısına ulaştırır.
  • Tüketiciler (distirbötürde denir) memnun kaldıkları ürünleri tavsiye ederek gelir elde ederler
  • Şirketler genelde bu gelire -genelde- bir kota koymadıkları için memnun tüketici önce tasarruf eder, sonra ek-gelir elde eder, sistemi doğru anlarsa günlük bir kaç saat sistemli çalışmayla ücretli çalışanlardan fazla kazanır.
Başlangıçta ki bir kişinin bu sistemi direkt olarak iş olarak algılaması ve çalışmaya başlaması doğru değildir. Önce memnun kalmalı ve bilgi seviyesini artırmalıdır. Sonrasında hali hazırda tanıştığı kişilere ürünlerini tavsiye etmelidir. İş olarak ele almayı planlayanlar ise çevrelerini büyütmeye başlamalıdırlar.
Zaman içerisinde daha fazla kişiye ürünlerin ulaşmasına vesile olanlar, ürünleri için önce ürünlerini bedavaya getirir, sonra ek-gelir elde etmeye başlar, sonrasında (sistemi doğru ele alan ve doğru şirketlerde çalışan herkes gibi) maaşlı bir işten kazanılabileceğinin, hatta çoğu zaman iş kurarak kazanılacağından daha fazla gelir elde edebilir. İş imkanından olarak kastedilen budur.
Tam bu esnada kısa sürede çok fazla gelir elde eden kişiler aklınıza gelebilir. O kişilerin bu kadar fazla gelir elde etmelerinin temelinde iki şey yatar.
  • Sistemi doğru anlamaları
  • Sistemi İŞ olarak ele almaları yatmaktadır.
5) “Sistemi iş olarak ele almak” ne demek?
Bu sistemi iş olarak ele almak için gereken temel bilgileri anlattığım ve zaman zaman taktikler yayınladığım için kendimi yinelememek adına çok fazla bahsetmeyeceğim. Temel olarak iş olarak ele alanlar, şirkete ve kazanç planına kendi yaklaşımlarını geliştirirler. Yani:
  • Bu ürünler kendi kendilerini satan ürünler olsalardı, kendilerine gerek olmazdı. Bu ürünlerin kalitesinden değil marka değerlerinin olmamasından kaynaklanır. Bir şirket ürünlerini hedef kitlesine istetmek için değişik yöntemler kullanır. Yani kurumsal ürünleri alan son kullanıcı satılan yere gelmeden çoktan güdümlenmiştir ve farkında değildir. Özgür iradesi ile karar verdiği yanılgısına düşer.
  • Kazanç planı tek başına cazibe merkezi olsaydı sisteme giren herkes hemen zengin olurdu.
Bu yüzden doğru ürün ve kazandıran kazanç planı sunan şirketlerin oluşturduğu fırsata kendi bakış açılarını ekleyerek işe başlarlar. Kendi bakış açılarını geliştirine kadar, sisteme dahil olmalarına vesile olan kişilerin yöntemini kopyalarlar.
6) Ben bu konuda yazılmış kitapları okudum, hiç sizin bahsettiğiniz gibi anlatmıyorlar, eğitim adı altında sürekli plan sunmaktan bahsediyorlar.
Böyle düşünüyorsanız ya size bu tavsiyeyi veren kişi sistemi yanlış anlamıştır, ya da -büyük olasıkla- siz yanlış anlamışsınızdır.
Network kelime anlamı ile “Tanışma, Tanınma ve Tanıtma sanatı” olarak özetlenebilir yani çevre demektir. En etkili “pazarlama” yöntemi ise tüketicilerle birebir iletişime geçip samimiyet kazandıktan sonra ürün tanıtımı yapmaktır. Neden sevilen dizilerde, sevilen karakterler üzerinden reklam yapılıyor sanıyorsunuz?
Yapmanız gereken sürekli ürünlerden ya da kazanç planından bahsetmek değil, çevrenizi genişletmek ve ilgilenen kişilere doğru bir şekilde kendi yaklaşımınızı aktarabilmektir. Network Marketing sistemini doğru anlarsınız, herkese bir şey sunduğunu farkedersiniz. Çünkü herkes:
  • Daha kaliteli bir yaşam
  • Daha fazla bilgiyi
  • Kişi olarak tanınmayı, değer görmeyi ve saygı duyulmayı
  • Yeni insanlarla tanışmayı
  • Tanınan bir kişi olmayı
  • Özgür bir yaşamı
  • Akıllı çalışarak daha fazla kazanmayı
  • Kendisine ve sevdiklerine daha fazla zaman ayırmayı
  • Pozitif insanlarla dolu bir çevrede yaşamayı
seçeneklerinden en az birisini ister, hatta çoğu zaman bir kaçını ister. Ayrıca Network Marketing sistemi girişimci olmak isteyen kişilere çok büyük fırsatlar sunmaktadır. Dünyaca ünlü bir çok iş adamı, kanaat önderi, kişisel gelişim uzmanı (Donal Trump, Warren Buffet, Bill Clinton, Randy Gage…) network marketing sektörünü tavsiye etmekte ve faydalarından bahsetmektedirler. Çünkü girişimci olmak isteyen kişiler, kendi iş fikirlerini hayata geçirmeden önce:
  • Bir işletmenin nasıl olması gerektiğini
  • Pazarlama ağı kurmayı
  • Finansal hesapları (Kar zarar yani risk analizini)
  • Liderliği ve öğretmenliği (Başarılı girişimciler, hem insanların ufkununun açılmasına hem de yeni şeyler öğrenmelerine yardımcı olurlar.)
gibi konularda uzmanlaşırlar. Üstelik bunun için iş kurmanın, markalaşmanın, ürünü pazara uygunlaştırmanın yüksek risklerini göze almalarına gerek kalmaz. Başarılı olduklarında hem kendi işleri için gereken ana-paraya hemde düşük risklerle deneme yanılma yöntemini denediklerinden fazlasıyla tecrübeye sahip olurlar. Uzun lafın kısası, network marketing sistemi hayalleri olan herkese bir fırsat sunar. Fırsatı değerlendirmeyi bilen milyonlarca insan çoktan hayallerine kavuşmuş durumdalar.
7) Bu ne kadar zaman alır?
Bu tamamen sizinle alakalı olmakla birlikte, kimi insanlar için bir kaç ay, kimi insanlar için yıllarca sürebilir. Fakat bu sisteme katılırsanız, kısa sürede bir sürü fayda elde edersiniz. Mesela:
  • Tasarruf edersiniz, ayrıca ürünler daha kaliteli ve daha sağlıklı olduğundan hayat kaliteniz artar. Tasarruf ettiğiniz miktarı sizin ve ailenizin hayat kalitesini artırmaya ayırabilirsiniz. Örneğin aile bütçesinden artanlarla, ailece tatile çıkabilir, hafta sonunlarını eve tıkılmadan geçirebilirsiniz.
  • Artık hayallerinize ulaşmanız için bir fırsatınız olduğundan, hayata daha pozitif bakarsınız. İnsanların atıl durumda olmalarının sebebi ellerinde bir fırsat olmamasıdır.
  • Eğitimlerle ve kişisel çalışmalarınızla, iletişim gücünüz artar, daha saygın bir kişi haline gelirsiniz. Bir ürünü ya da bir fırsatı anlatabilmek için iletişim gücünüzü artırmanız gerekir. Zaman içerisinde, insanlara neyi nasıl anlatmanız gerektiğini kavrarsınız. Bonus olarak aile içi ve yakın çevrenizle iletişiminiz güçlenir. Kısaca daha mutlu, daha pozitif olursunuz. Network marketing sistemine giren insanlarla çok fazla zaman geçirdim ve şirketten bağımsız sürekli hep onlara ne kazandıklarını sordum. Evli kişilerden en çok duyduğum ve beni en çok mutlu eden şey “Çok şükür evime huzur geldi.” oldu. Mutlu bir aile, toplumun huzur ve refah seviyesinin artmasının temel taşıdır.
  • Zamanınızı güzel geçirirsiniz. Başarılı olacağınıza inanırsanız, bu iş için çalışmaya başlarsınız. Bu sizi kötü alışkanlıklardan, olumsuz insanlardan/çevrelerden/davranışlardan/alışkanlıklardan uzak tutar. Televizyon karşısında geçirdiğiniz zamanları bir şey öğrenmeye, etkinliklere katılmaya, yeni insanlarla tanışmaya harcarsınız. Bu sizin yaşadığınız hayattan keyif almanıza sebebiyet verir. Tanıştığınız her insan sizin müşteriniz değildir ve olmayacaktır. Zaten insanlara müşteri gözüyle de bakmamanız gerekir. Sürekli insanları bir şeye yönlendirmeye çalışmak, iticidir. Bunu hiç bir zaman yapmayın. Bunun yerine insanlardan bir şeyler öğrenmeye odaklanın. Doğru şekilde bakarsanız her insan müthiş bir hazinedir; bu hazinenin kıymetini bilin. Kısaca kazanma hırsınızı bir köşeye bırakarak akıllı davranırsanız, kısa sürede hayatınız değişir.
Tam yeri gelmişken size sadece PARA KAZANMA FIRSATI sunan ve bu sistemin adını kullanan kişi, grup ve şirketlerden uzak durmalısınız. Bu kişiler piyasa şartlarının çok üstünde bedellerle ürün veya hizmetleri, para kazanma fırsatı adı altında süsleyerek astronomik rakamlara sunmak isterler. Sizden üyelik ücreti adı altında astronomik rakamlar talep ederler. Bu ülkemiz de Titan olarak bilinen doksanlı yıllarda, çok fazla gündeme gelen sistemin, araya ürün konarak yasallaştırılmaya çalışılmış versiyonlarıdır. Amacı sadece para kazanmak olan ve bu saadet zinciri türevi sistemlere girmiş ve girmeyi planlayanlara dipnot: 
Bu sistemlere hırslarınızdan arınıp akılcı yaklaşın. Nasıl olacak bir miktar para vereceksiniz, sonra belirli sayıda para kazanacaksınız değil mi? Gelin olasılıkları birlikte inceleyelim:
  • İşiniz yaver gider en kısa sürede belirtilen sayıda insana ulaşırsınız ve yatırdığınız parayı geri alırsınız. Peki eş-dost-çevrenizde ki insanlar bunu başaramazlarsa? En büyük sermaye güvendir, uzun vadede kaybedersiniz.
  • İşiniz yaver gitmez. Pazar doymuştur, fırsat özelliğini kaybetmiştir. Sadece para kazanmak için girdiğiniz iş size kaybettirmiş olacak.
  • Millet ne yaparsa yapsın diyebilirsiniz. (Bu kadar bencilseniz, girişimcilikten uzak durun lütfen, size uygun değil.) Siz de gereken sayıya ulaşınca üye oldunuz, akıllısınız. Arada tüketilebilir insanların severek kullanacakları, düşük giriş ücretleriyle (çoğu zaman ücretsiz) üye olabilecekleri bir şirkete katılırsanız, herkesin düzenli alımlarından pirim kazanırsınız. Yani bir sene de aynı miktarda hatta çoğu zaman daha fazla kazanırsınız ve bunun için kişisel itibarınızı ve güvenilirliğinizi zedelememiş olursunuz.
Yani böyle bir sistem size para kazandırmaz. Bu sistem saadet zinciridir, network marketing ile alakası yoktur. Network Marketing sistemi insanlara önce kaliteli bir yaşam sunar, para bundan sonra gelen ufak bir hediyedir sadece.
8) Ne güzel lüks arabalar güzel evler hayal ediyordum, neden ufak dediniz ki?
Ne güzel umarım bu hayallerinize ulaşırsınız belki yeni evinizde bir kahve içmeye beni de davet edersiniz :) Tüm girişimcilik, iş kurma ve gelir elde ettiren işlerde zenginlik nihayi son lüks bir hayat değil, kaliteli bir yaşamdır. Siz kaliteli yaşayın, hayatın tadını çıkarmayı öğrenin, sonrasında bu sistemle -nasibinizde varsa- bunları de elde edebilirsiniz, üstelik klasik yöntemlere nazaran daha az risk ve daha az çabayla… Çünkü Network Marketing sistemini bu derece güçlü kılan şimdiden “EN ÇOK MİLYONER ÇIKARAN” sistem olmasıdır.
9) Ben bu sistemi hiç böyle bilmiyordum. Siz farklı anlatmışsınız, çevrede girenler falan da hiç böyle değil.
2009 yılından beri bu sektördeyim, kullanıcı olarak bir sürü şirkete üye oldum. Network camiasında bulunan herkese de, tanısam da tanımasam da büyük bir sevgi ve saygı beslerim. Yine de en kestirme ifade ile, network marketing sistemine en çok zarar verenler network marketing sektöründe bulunan insanlardır. Çünkü:
  • Soğuk satış denilen, direkt bir kişiyle tanışır tanışmaz ürün satma yöntemi, satıcılığın en zoru, en çok çalışma, en fazla çaba gerektiren yöntemidir. Sisteme dahil olur olmaz para kazanma hırsıyla bu yöntemi deneyen, sürekli lafazanlık ederek ürün satmak derdinde olanlar, eksik bilgi deneyim ve tecrübe nedeniyle, hem kendi imajlarını hem de sektörün imajını zedeliyorlar.
  • Ürün satamayan arkadaşlar bu sefer, sistemi çok para kazanma sistemi olarak pazarlıyorlar. Kazançlarını abartmaya ve ya yalan söyleyerek insanları üye yapmaya       çalışıyorlar. Bu defa, “ikna ettikleri” alt ekipleri kısa sürede kazanamayınca vazgeçiyorlar ve sistemi karalamaya başlıyorlar. İkili ilişkiler bozuluyor.
  • Sistemin adını kullanan saadet zincirlerinin araya ürün konarak yasallaştırılmaya çalışılanları da sistemimize en fazla zararı verenlerdir. 2011 yılında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’da bu sistemler hakkında halkımızı bilinçlendirmek için bir açıklama da bulunmuştur.
Sektörümüzün fırsat olduğunun herkes tarafından anlaşılamamış olmasının üç temel faktörü bunlardır. Muhtemelen siz de bu tip henüz sistemi kavrayamamış ve para kazanmak isteyen kişilerle tanıştığınız için sistemi yanlış anlamış olabilirsiniz. Ben doğru şirketlerde yanlış hareket eden dürüst arkadaşlarım adına sizlerden özür diliyorum. Sektörün kalitesinin artması için elimden geleni yapmaya devam edeceğim.
Sizlerde sektörün değerini anladığınıza göre size bir şeyler anlatmaya çalışan arkadaşlarımı ve beni mazur görün. Bu sektör henüz emeklemeye başladı. Bizler çalışarak öğrenerek ve deneyerek nihai sona inşaAllah varacağız. O zamana kadar sürç-i lisan edersek affola.
10) Network marketing sistemini herkese uygun mudur?
Kısa ve net, bu sisteme herkes katılabilir, herkes büyük gelirler elde edebilir, fırsat eşitliğinden kastım zaten budur. Bu demek değildir ki, bu sisteme giren herkes başarılı olacaktır. Daha net açıklamak gerekirse, bu sistem dahil olmak üzere girişimciliğin her türünde:
  • Bilginizi artırmalı
  • Değişime açık olmalısınız
  • Para hırsından arınmanız gerekmektedir.
Bütün bunları yapabilirim ya da ben zaten bu özelliklere sahibim diyorsanız bu sistem tam size göre demektir. Sermaye koymadan, eğlenerek, insanlara yardım ederek, kendinizi daha da geliştirerek başarılı olabilir,ve risk almadan iş kurabilirsiniz.
Özgürlüğünüzün artması dileğiyle…

Ersağ Burada Blog'un "5N 1K"sı

5N1K’yı biliyorsunuzdur. İş yaşamının çeşitli evrelerinde, yazışmalarda, gazetecilikte ve pek çok alanda sık kullanılan bir planlama yöntemidir. Amaç bilgiyi eksiksiz bir şekilde aktararak zaman ve emek kaybı yaşanmasını önlemektir. Kendi kendimizin patronu olma avantajı yaşadığımız işimizin aslında en güçlü ve en zayıf yanları aynı. Kendi kendisine patron olmayı başaramayanlar işimizde sıkıntı yaşıyorlar. Bu açıdan plan program yapmak ve buna istikrarlı bir şekilde uymak bu işte ki başarının en önemli sırlarından.

Bu videoda 5N1K yöntemini Ersağ Burada Blog’a uygulayacağım ve sizden de kendi çalışmalarınıza uygulamanızı isteyeceğim. Bakalım nasıl sonuçlar çıkacak ortaya. Hadi başlayalım… 

Eylül 2013 5'te 5 Promosyonu



Türkiye genelinde 9 Eylül Pazartesi başlayıp 10 Eylül Salı 23.59'a kadar geçerli olmak üzere vereceğiniz tek 150 TL'lik siparişlerinizde 5 promosyonun 5'i de Ersağ Temizlik ve Kozmetik Ürünlerinden HEDİYE...

NOT: 8 Eylül Pazar Günü kendisi sipariş verenler için de geçerlidir.

Promosyonları görmek için bu adresi ziyaret edebilirsiniz. 

İnternetten nasıl çalışıyoruz?

İnternetten çalışırken neler yapıyoruz, nasıl bir yol haritası izleyebiliriz?
Sosyal ağlarda ki çalışmalarınızı nasıl yapmalısınız?



VİDEO LİNKİ

Network marketing sistemin de liderlik

Lider olabilmek için nelere ihtiyacımız var?
Liderlik zannedildiği gibi duruşla ve bakışla olan bir şey değildir. Modern dünya da liderlik bilgi sahibi olabilmek ve bunu aktarabilmektir. Kişisel bir çekim oluşturmak istiyorsanız, belirli bir alan da işe yarar bilgileri toplamalı ve bunları uygulamalısınız. Uygulanmayan bir eğitim, israftan başka bir şey değildir.
Bakalım lider olmak ve lider yetişmek için başka neler yapmalıyız?
İyi seyirler :)

VİDEO LİNKİ

Önemli not: Videonun sonunda bahsettiğimiz sürpriz özel bir mail aboneliğimiz varken takipçilerimize sunduğumuz özel bir fırsattı. Artık bu söz konusu değil. yarın ki videomuzda internetten nasıl çalışabileceğimize dair belli başlı konulardan kendi sistemimizi örnek vererek bahsedeceğiz.