Merhabalar, bir haftadır Polonya'da bulunuyorum. Burada değişik gözlemlerim oluyor. Zaman zaman işimizle bağlantılı olduğunu düşündüklerimi de sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Normal zamanlarda beklemekten, özellikle toplu taşıma araçlarını beklemekten, acayip derecede nefret eden insanlardanım. Özellikle bir yere yetişmem gerekiyorsa toplu taşıma aracı kullanma fikri dahi genelde beni huzursuz etmeye yeterdi Ankaradayken. Bunun değişik sebepleri vardı. Mesela dolmuşun ne zaman geleceğinin belli olmaması ya da geldiğinde bırakın oturacak yer bulmayı, eğer ki dolu değilse mutlu olacak olmam beni hep rahatsız ederdi. Bunu da hep kendi sabırsızlığıma verir ve baş etmeye kendimi sakinleştirmeye çalışırdım.
Bugün şehir merkezine gelmek için yurttan çıkarken, gerilmediğimi farkedince sebeplerini sorgulamaya başladım. Öyle ya illa ki toplu taşıma aracı kullanacaktım ve dilini bilmediğim bir ülke de son derece rahat bir şekilde durağa doğru gidebiliyor olmak beni son derece şaşırttı. Normal adımlarla durağa kadar ilerledim, sonra gideceğim durağa giden tramvaylara baktım 4 ve 10 numara Old Town (Rynek) denen bölgede ki durağa gidiyorlardı. Sonra telefonumdan durakta ki QR kodu okutup bu tramvayların ne zaman geleceğine baktım, 5 dakika sonra 4 numaralı tramvay gelecekti ve sakince beklemeye başladım. Etrafımda ki herkes de aynı rahatlıkla bekliyordu.
O anda bir çoğumuzu geren şeyin beklemek ya da istediğimizi istediğimiz anda elde edememek olmadığını farkettim. Sonuçta insan gelecek olanın ne zaman geleceğini bildiğinde ve gideceği yere kaç dakika sonra varabileceğini bildiğinde son derece rahat bir şekilde bekleyebiliyordu. Bu düzen, buradaki insanları ülkemizdekilere nazaran aşırı derece de sakin ve emin olmalarına da yardım etmiş olmalı. Çünkü burada insanlar trafikte ki bir aksilik karşısında korna çalarak ya da bağırarak değilde sakin sakin bekleyerek tepki veriyorlar. Birbirlerine karşı da son derece kibarlar. Mesela geçen cuma yaya geçidine yaklaştığımı gören bir araç sürücüsü durarak bana yol verdi, yaklaşık 11 aracın benim karşıdan karşıya geçmemi beklemesi, yıllarca ülkemizde yaya geçiş üstünlüğüne en çok uyulan ODTÜ'de yaşamış benim için bile ilginç bir deneyimdi :)
Aynı trafikte olduğu gibi tavsiye sisteminde (network marketing) bulunan bir çok kişide de aynı sabırsızlığı gözlemlemişimdir. Hep ne zaman ne kadar kazanacaklarını sorgulayan, kazandıklarını zaman zaman yeterli bulmayan bu kişileri eminim siz de görmüşsünüzdür. Şimdi anlıyorum ki bunun temel sebebi gidilen yoldan emin olunmaması ile alakalı. Yani 2 sene belirli bir plana ve şirkete sadık olan herhangi bir kişi çok iyi seviyelere gelebilecekken, bir çok kişi sabırsız davranıp ya sektörden vazgeçiyorlar ya da şirket değiştirme yoluna gidiyorlar.
Bu arada olay bir şirkete katılıp ürünlerini kullanıp 2-3 sene beklemekten ibaret değil tabi ki :)
Önce kendinize uygun bir şirket bulun, belki de bu işte en önemli adım bu. Doğru şirket size piyasa koşullarından daha kaliteli ve daha ekonomik bir şekilde ürün sunan, gelirlerini sizinle adil bir şekilde paylaşan şirkettir.
Sonra ürünleri kullanın, birebir siz kullanın ve etkilerine bakın. Bakalım ürün vaadettiği şeyi yapıyor mu? Yani memnun musunuz? Buna karar verin.
Eğer şirket bu sınavdan da geçerse siz de bu işi ek-iş için düşünüyorsanız artık başlama zamanı gelmiş demektir. Doğru bir şirket seçtiyseniz, kullanıcı olarak da kalmanıza izin verir, size ürün almanız için kotalar falan koymaz.
Öncelikle, kendinize bir plan oluşturun. Plan dediysem böyle aşırı karışık bir şey olmasına gerek yok. Mesela her gün 3 kişiye bu hizmetten ve üründen bahsetmek bir başlangıç olabilir. Her gün 3 kişiye fırsat sunun, fırsat sunduğunuz kişilerin takibini yapın. takip etmek ısrar etmek değil, bunu da aklınız da bulundurun her zaman. Sizin hatırınızla ya da ısrarınızla ekibinize katılan bir kişiyle ileri ki aşamalarda sıkıntılar yaşamanız olasıdır.
Planınıza sadık kalın. Her ne olursa olsun, o planı gerçekleştirin.
Olay sadece bu kadar basit. Bunu yaparsanız zaman içerisinde sonuç almaya başlayacaksınız. Amacınız ek gelirden daha fazlasıysa, günde 3 kişiye fırsat sunmak yeterli olmayacaktır. Daha fazlasını hedefleyin.
Yaptığınız işe güvenirseniz sonuç kendiliğinden gelecektir. İşe yarayacağını bildiğinizden, daha sakin ve daha mutlu bir şekilde çalışacaksınız.
Özetle, yolculuktan keyif almak istiyorsanız, varacağınız yere gideceğinizden emin olmalısınız.
Kucak dolusu sevgilerle...







Hiç yorum yok:
Yorum Gönder