Merhabalar...
Konu ile alakalı önce ki yazıları bu adreslerden okuyabilirsiniz.
http://ersagburada.blogspot.com/2013/09/neden.html
http://ersagburada.blogspot.com/2013/09/nasil.html
Peki biz ne yapıyoruz?
Aslında çok basit: KAZANDIR KAZAN sisteminde çalışıyoruz.
Başarımızın artması dileğiyle...
Hüseyin Özer'in Başarı Hikayesi
Kömürlükte yatıyordu. Şimdi ferrari'ye biniyor. Hüseyin Özer'in inanılmaz hayat öyküsü.
Daha 11 yaşında bir çocukken köyünü terketti Hüseyin Özer. Ankara, İstanbul derken Londra'da buldu kendini. Parçalanmış bir ailenin 'ezik' çocuğu iken şimdi merkezi Londra'da olan 'Sofra', 'Özer' ve 'Granita' adlı 15 restoranın sahibi.
1953 yılında Tokat'ın Reşadiye ilçesine bağlı ismini vermek istemediği bir köyde doğan Hüseyin Özer daha okul çağında değilken annesi ve babası ayrıldı. Babası Ankara'ya gitti ve başkasıyla evlendi. Annesi de başka bir erkekle evlenmişti. Üvey babasının Özer'i okutmaya niyeti yoktu. Birçok şeyi okula giden arkadaşlarına sorarak öğrendi: "Hesabı hep kafadan yapardım ama kâğıda yazamıyordum. Herkes beni çocuk sanırdı ama aslında ben büyüktüm."
1953 yılında Tokat'ın Reşadiye ilçesine bağlı ismini vermek istemediği bir köyde doğan Hüseyin Özer daha okul çağında değilken annesi ve babası ayrıldı. Babası Ankara'ya gitti ve başkasıyla evlendi. Annesi de başka bir erkekle evlenmişti. Üvey babasının Özer'i okutmaya niyeti yoktu. Birçok şeyi okula giden arkadaşlarına sorarak öğrendi: "Hesabı hep kafadan yapardım ama kâğıda yazamıyordum. Herkes beni çocuk sanırdı ama aslında ben büyüktüm."
Nasıl?
Merhabalar işimizin nasıl kısmından bahsetmek istiyorum. Geçen gün ki neden yazımı okuduğunuzu ve nedeninizi bulduğunuzu umuyorum.
İşinizin nasıl kısmı biraz daha işinizle ilgili özelleşmiş kısım. Videoda ki örneği hatırlarsanız; Simon Sinek, Apple örneğini veriyordu. Apple'ın nasıl kısmı; farklı ürün gruplarının hepsinde olan ortak özelliğiydi.
Dün nedenimimi size yazının sorunda yazmıştım. Sevdiğim memnun kaldığım ürünleri mümkün olan en fazla sayıda kişiye ulaştırmak için çalışmalar yapıyorum. Aynı zaman da grubuma katılan kişilerin de işlerinin gelişme süreçlerini desteklemek, mesafeleri azaltmak amacıyla interneti kullanıyorum. Böylece, benim paylaşımlarımı, grup üyelerim, kapalı facebook grubumda müsait olduklarında görebiliyorlar. Herkese göre bir esneklik de sağlamış oluyoruz.
Siz de nedeniniz doğrultusunda nasılınızı tanımlayabilirsiniz. Nasılınız sizin işe yaklaşımınızla paralel olmalı.
Özetle; biz bu işi önce yakınlamıza, sonra tüm ülkemize ve en nihayetinde tüm insanlığa fayda götürmek için yapıyoruz. Bu amaçla da interneti daha fazla kullanıyoruz. Sizler de kendi nedenlerinizle nasıllarınızı paralel hale getirirseniz, yani kendi Altın Çemberinizi oluşturursanız çalışmalarınızın verimliliği daha çok artacaktır diye düşünüyorum.
Sevgilerle...
İşinizin nasıl kısmı biraz daha işinizle ilgili özelleşmiş kısım. Videoda ki örneği hatırlarsanız; Simon Sinek, Apple örneğini veriyordu. Apple'ın nasıl kısmı; farklı ürün gruplarının hepsinde olan ortak özelliğiydi.
Dün nedenimimi size yazının sorunda yazmıştım. Sevdiğim memnun kaldığım ürünleri mümkün olan en fazla sayıda kişiye ulaştırmak için çalışmalar yapıyorum. Aynı zaman da grubuma katılan kişilerin de işlerinin gelişme süreçlerini desteklemek, mesafeleri azaltmak amacıyla interneti kullanıyorum. Böylece, benim paylaşımlarımı, grup üyelerim, kapalı facebook grubumda müsait olduklarında görebiliyorlar. Herkese göre bir esneklik de sağlamış oluyoruz.
Siz de nedeniniz doğrultusunda nasılınızı tanımlayabilirsiniz. Nasılınız sizin işe yaklaşımınızla paralel olmalı.
Özetle; biz bu işi önce yakınlamıza, sonra tüm ülkemize ve en nihayetinde tüm insanlığa fayda götürmek için yapıyoruz. Bu amaçla da interneti daha fazla kullanıyoruz. Sizler de kendi nedenlerinizle nasıllarınızı paralel hale getirirseniz, yani kendi Altın Çemberinizi oluşturursanız çalışmalarınızın verimliliği daha çok artacaktır diye düşünüyorum.
Sevgilerle...
Çevre Bilinçli Ersağ
"ERSAĞ LİMİTED ŞİRKETİ olarak 2006 yılında başladığımız temizlik ve kozmetik ürünlerin üretimine ilk günde duyduğumuz heyecanla, tecrübe ve deneyimlerimizi geliştirerek her geçen gün başarılarımızı arttırarak yolumuza devam etmekteyiz.
Ersağ limited şirketi, ERSAĞ markalı üretmiş olduğumuz temizlik ürünlerinde fosfat kullanmayarak çevreye duyduğu özeni belgelerle ispatlayarak bilinçli bir üretici olduğunu göstermiştir.
Biz şunu çok iyi biliyorduk biz doğayı yalnızca insanlar kullanmıyoruz. Doğayı biz hayvanlar ve bitkilerle ortaklaşa kullanmaktayız. Doğayı kirletmeye başladığımızda bugün olmasa da ilerleyen süreçte bunun zararını diğer canlılarla beraber mutlaka bir gün yaşayacağımızı biliyorduk.
20-30 yıl gibi geriye dönüp baktığımızda o yıllardaki doğanın bize sunduğu güzellikler; akarsularımız, göllerimiz, denizlerimiz, toprağımız bize o dönemdeki sunduğu güzellikleri maalesef şuanda sunmamaktadır. Peki doğa bize neden küstü? Çevrenize siz ne verirseniz çevreniz size onu geri verecektir. Biz çevremizi hoyratça ve bilinçsizce kullanmaya devam ettiğimizde yaşanabilir bir çevre bulmakta ilerleyen nesiller zorlanacaktır.
Deterjan üretiminde kullanılan fosfatlar Avrupa ülkelerinde yasaklanmaya, kısıtlanmaya çevreye verdiği olumsuz etkilerden dolayı devam etmektedir (AB.immib.org.tr) adresinde Avrupa parlamentosu tüketici kullanımına yönelik deterjanlardaki fosfat kullanımını yasaklıyor. Anılan tüzükte fosfat ve fosfor bileşiklerinin evsel çamaşır deterjanlarında kullanımının sınırlandırılmasına yönelik değişiklikleri içeren (com.2010597 sayılı taslak tüzük)04/11/2011 tarihinde Avrupa komisyonu tarafından yayınlanmıştır. Tüketici kullanımına yönelik deterjanlar içinde kullanılan fosfat ve diğer fosfor bileşiklerinin çevre üzerinde olumsuz etkilerine (sucul ekosistemde fosfat kirliliği ”ötrofikasyon”)karşı yüksek seviyede korunması amaçlanmıştır.
30/06/2013 tarihinden itibaren çamaşır deterjanlarında fosfat kullanımının yasaklanması ve fosforlu diğer bileşiklerin içeriğinin sınırlandırılması (toplam fosfor içeriği 0,5gr/std) yıkama dozuyla sınırlı.
Deterjan içeriğindeki fosfatın çevremiz için olumsuzluklarını şirketimiz çok iyi bilmekte asla ve katiyen bu kimyasalı kullanmayarak çevreye duyduğu özeni , çevreyi koruma amaçlı çalışmalarını gözler önüne sunmaktan hep gurur duymuştur ve gurur duyacaktır."
http://www.ersag.com.tr/Default.asp?mod=lpages&list_id=1&page_id=331 adresinden alıntıdır.
Yeni adaylar nerede?
Merhabalar, bugün aslında işimizi arayan ve biz bahsetmediğimiz için bulamayan bir sürü kişiden bahsetmek istiyorum.
Öncesinde birazcık teknik bilgi vererek başlayalım. Google AdWords'ün çok güzel bir hizmeti var. Eminim bir çoğunuzun haberi vardır. Haberdar olmayanlar için biraz açıklayayım. İnternette aranan kelime gruplarını bu hizmetle öğrenebiliyorsunuz. hizmeti ziyaret etmek için tarayıcınızın adres satırına www.google.com.tr/adwords yazabilirsiniz ya da direkt olarak tıklayabilirsiniz. Bu kelime aracını nasıl kullanacağınızı sevgili Serdar'ın faydalı yazısını okuyarak öğrenebilirsiniz. Yazı için buraya tıklayınız.
Ben bizi daha çok ilgilendiren bir şeyden bahsetmek istiyorum. Genel de insanlar yeni adaylara nasıl ulaşacaklarından etraflarında ki kişilerin ek iş fırsatlarına açık olmadıklarından dert yanıyorlar. Ben de merak ettiğim için az biraz google araması yaptım. Acaba hakikaten denildiği gibi mi diye. Ortaya çok ilginç bir sonuç çıktı. Bazı kelime gruplarında çok fazla arama ve çok fazla site varken, yani rekabet fazla iken bazılarında ise rekabet çok düşük. Özellikle rekabetin az olduğu ve arama sayılarının çok olduğu bazı kelime gruplarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Neden?
İmaj hiç bir şeydir, susuzluk herşeydir.
Just do it!
Impossible is nothing!
Bütün bunlar kafanızda bir şeyler çağrıştırdı değil mi?
Giyim, içecek ve teknoloji devlerinin insanlara sloganları. Peki sizce neden böyle yapıyorlar?
Yani çıkıp bizler gibi neden ürünlerini işte ne kadar kazandırdıklarını anlatmıyorlar da neden bir sloganla sesleniyorlar bize?
Yeni başlayanlar için işimizi biraz daha kolaylaştıralım. Neye göre alışveriş yapıyorsunuz? Yani etrafınıza bakın ve para verdiğiniz eşyalarınızı neye göre seçtiğinizi söyleyin. Eğer bu işlerde yeniyseniz, mantıkla seçim yaptığınız ve hatta özgürce karar verdiğiniz gibi yanılgıya sahipsinizdir.
Eğer iletişim ve pazarlama alanlarında başarılı olmak istiyorsak, önce kendimizi tanımaya başlamalıyız. Kendi kararlarımızı neden aldığımızı, NEDEN'imizi duyurmalıyız.
Bu nedenler duygusal nedenlerdir. Duygularımızla seçim yapar mantıkla altını doldururuz. Tüm seçimlerimizi böyle yaptık ve yapmaya devam edeceğiz.
Benim Ersağ'a karar vermemde ki duygusal faktör Türk şirketi olmasıydı. Bu şirkette istediğim noktalara ulaştığımda ülke ekonomime de olumlu etkide bulunacağım gerçeği Ersağ'ı seçmemde ki en büyük etken oldu. Sonrasında kaliteli ürünleri, insanların birbirlerine yaklaşımları, dürüstlük ve samimiyet temelli bir oluşum oluşu mantıksal olarak Ersağ'ı onaylamama neden oldu.
Sizler de kendi nedenlerinizi bulun.
Bakın yukarıda ki şirketler öncelikle nedenleri ile sesleniyorlar dünyaya. Çünkü iletişimde "Altın Daire" prensibine göre böyle yaptığımız takdir de kitlelere ulaşabiliyoruz. Altın daire hakkında daha detaylı bilgi alabilmek için bu teorinin sahibi olan Simon Sinek'in ilham veren konuşmasını izleyebilirsiniz.
Sonrasında diğer aşamalarınızı belirleyin. İşinizde kitlelere ulaşmak istiyorsanız, bu prensibi dikkatli dinleyin. Sonra kendi nedenlerinizi yazın. İnsanlara ilham verebilecek nedenlerinizi ortaya koyun. Emin olun sizlerinde bu ilhamları var, olmasaydı, bu işte olmazdınız, bu blogu okumuyor olurdunuz. Hatta nedenlerinizi lütfen bizlere de ulaştırın.
Önce ben başlayayım:
Yeni çağda ülkelerin ordularının şirketler olduğuna inandığım için, ERSAĞ'a gönül verdim. Çalışırken iş yaparken ülkemin bir ordusuna değer kattığımı düşünerek motive oluyorum. Özetle ben bu işi sadece ticaret amaçlı ya da gelir amaçlı değil, vatanıma değer katmak için yapıyorum.
Başkası olma kendin ol
Tavsiye sisteminde işe yeni başlayan herkesin merak ettiği bir şey vardır. Nasıl oluyor da yapıyorlar, ben yapabilir miyim ya da ben direkt yapamam diye karar verirler.
Bu sistemin tek bir formulü yok aslında, çünkü başarıyı getiren şey yanlış da olsa istikrarlı eylemlerin sonucudur. Kimilerimiz direkt olarak ürünlerimizi, kimilerimiz sistemlerimizi, kimilerimiz değişik alanlarda ki bilgi birikimi ve deneyimlerini işe aktararak başarılı olduk.
Bu sistemin tek bir yöntemi yok.
Mesele sizin başarılı olmayı isteminiz. Ama öyle yattığınız yerden istemek değil bu, hal ve hareketlerinizle istemek. Her gün bu arzu ettiğiniz hedefe ulaşmak için karınca kararınca da olsa yol almak. Tek yapılması gereken bu.
Siz neyi seviyorsunuz?
Yeni insanlarla tanışmayı mı?
Dostlarınızla vakit geçirmeyi mi?
İnternette vakit geçirmeyi mi?
Siz hangisini yaparken daha çok eğleniyorsunuz?
Buna karar verin.
Yeni insanlarla tanışmaksa hoşunuza giden, her gün en az şu kadar kişi ile tanışacağım diyin kendinize. İnsanlarla çıkarcı bir şekilde tanışmayın, direkt onları tanıyın, hikayelerini dinleyin, vakti zamanı geldiğinde onlara da işinizden bahsedersiniz.
Dostlarınızla vakit geçirmekse sevdiğiniz şey, onları çağırın ve anlatın durum bu, ben bu işe başlıyorum siz de gelin diyin birlikte planlar yapın, birlikte oynayın bu oyunu, kah gülerek, kah yorularak ve hep mutlu hep umutlu.
Benim gibi sizlerde teknolojiyi ve internette zaman geçirmeyi seviyorsanız, günlük bir plan çıkarın, mesela deyin her gün şu kadar değer üreteceğim, şunu paylaşacağım vs... Bunu başkalarının ürettiği değerleri kendinize mal ederek değil, bizzat kendiniz araştırarak yapın. Bir değer üretin, bir blog ya da web sitesi, ya da facebook sayfası, twitter hesabı üzerinden, paylaştıklarınız size ait olsun.
Kendinize bir hedef koyun bu alanlara ne kadar zaman ayıracağınızı ne kadar vakit geçireceğinizi hesaplayın ve anlatmaya başlayın bildiklerinizi duyduklarınızı gördüklerinizi. Sizin pencerenizden anlatın, iş samimiyetle alakalı.
Şirketimize çok kısa süre önce katılan bir hanımefendi, daha üye olduğu gün kendisine yeni bir facebook hesabı açarak çalışmaya başladı. Durum güncellemeleri o kadar samimi, o kadar kendi gibiydi ki, kendisini hiç tanımadan içeriklerini takip eder oldum. Dün kendisi öncü kariyerine yaklaştığını yazdığını görünce çok sevindim. Allah başarılarını artırsın.
Özetle, (Uğur Bey'in hep dediği gibi :) ) ne demiş büyük üstat Tarkan
"BAŞKASI OLMA KENDİN OL,
BÖYLE ÇOK DAHA GÜZELSİN."






